Hissi Zeka  İnsanın toplam zekası; birbirinden çok farklı zeka kapasitelerinden oluşmaktadır. Bunlardan biri uzun zamandan beri akademik başarının anahtarı olarak gösterilen IQ idi. Yeni araştırmalara göre, şahsi ve mesleki başarının IQ (Intelligent Quatition)`dan daha çok EQ (EmotionalQuatition) (hissi zeka)’ya bağlı olduğu ortaya çıktı. 
Hissi zeka, hayatta başarılı olmak için önemli olan hissi özel
Maalesef bir çok anne baba bu kötü durumun farkında değil. Bırakın farkında olmayı, kendileri de tv bağımlısı. Oysa çocukların hissi zekasını geliştirmek için tv seyretmeye mutlaka belli bir sınır getirmek gerekiyor. 

Bir ailenin günde en fazla iki saat tv seyretmesi tavsiye ediliyor. Buna video filmleri de dahil. Bu sadece çocuklar için değil, tüm aile fertleri için geçerli. Çocuklarınızla oturup, seyretmeyi istediğiniz tv programlarını onlarla birlikte seçiniz. Zira tv karşısında geçirilen zamanın büyük bir bölümü, sadece değerli zamanımızın ölü ve faydasız şekilde geçirilmesine yarıyor. 

Tabii bilgisayar tv`den biraz farklı. Onun başında geçirilen zaman tv`deki kadar pasif olmadığı gibi, hissi zekanın gelişmesine de katkıda bulunuyor. Yalnız bilgisayar da sanal bir dünya sunduğundan, kucaklanmanın nasıl hissedildiğini veya bir futbol sahasının nasıl koktuğunu bir çocuğa veremez. Bu yüzden bilgisayar başında geçirilen zamanın da sınırlandırılması gerekir. 

Burada internet konusuna da kısaca değinmekte fayda var. ABD`nin Cambridge/Massachusetts şehrindeki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü`nde uzun yıllar bilgisayar üzerinde uzman olarak çalışmış ve Eliza adlı bilgisayar programıyla dünyaca tanınan Prof. Dr. Josef Weizenbaum, internetin yüzde 90'ının öğrenciler açısından faydasız olduğunu söylüyor. Bilgisayarın başında saatlerce oturan çocuklarda dil kabiliyetinin ve tarih şuurunun zamanla körelebileceğini savunuyor. Internetin, kontrolü neredeyse imkansız bilgi ve filmler sunması zararlı görülüyor. Çocuk ve genç internet kullanıcılarının, evvela bilgiyi kendi değerler süzgecinden geçirerek, amacına uygun olarak kullanabilecek bir altyapıya sahip olmaları, onları muhtemel zararlardan koruyabilir. 

Çocuklarda sorumluluk şuuru 
Bir çok ailede din, çocukların ahlaki eğitiminde önemli rol oynuyor. Anne babalar dinlerinin değerler sistemini günlük hayatlarında ne kadar uyguluyorlarsa, çocuklarına da o kadar yansıyor ve tesirli oluyor. 

Çocuğunuzun hisli, paylaşan ve sorumluluk şuuruna sahip bir insan olmasını istiyorsanız, bunları ondan beklediğinizi söyleyiniz. Aile içinde uyulması gereken kuralları açık ve net şekilde ortaya koyup, bunlardan taviz vermeyiniz. Çocuğunuzdan sorumluluk şuuruna sahip olmasını talep ediniz. Daha üç yaşındaki bir çocuktan bile, eşyalarını düzgün koyması ve hatta yemek masasını düzenleme gibi basit işlerde yardımcı olması beklenebilir. Çocukların yapması gereken ev işleri ve diğer vazifeleri, yaşının büyümesi oranında artmalı ve bu herhangi bir mükafatla bağlantılı olmamalıdır. Mesela cep harçlığı gibi. Bunlar sadece ve sadece başkasına yardım etmenin doğru bir iş olduğu şuuruyla, ev işlerine yardım etmesi gerektiği çocuktan beklenmelidir. 

Çocuğunuzun dengeli ve sorumluluk şuuruna sahip olmasını istiyorsanız, yalnız bir şeyi yapmanız yeterli: Beklentilerinizin ölçüsünü gittikçe yükseltiniz. Çocuğun davranışlarını önemsemeyen bir anne–baba olmak kolay. Onun yatağını düzeltmek veya ev ödevlerini sürekli yapmak da kolay. Ama sorumluluk şuuruna sahip bir çocuk yetiştirmek için, evvela anne ve babanın kendilerinin bu şuura sahip olması gerekir. Sürekli çocuğa hizmet götürmenin onlara zararlı olduğunu kabul etmekle bu işe başlayabilirsiniz. 

Çocuklarda sorumluluk hissinin gelişmesi, aynı zamanda başkasına yardımcı olma, insanlara faydalı olma açısından da önemli. “insanların en hayırlısı, onlara en faydalı olandır.” prensibini onun ruhuna sindirebilirseniz önemli bir adım atmış olursunuz. Bunu bir aile projesi haline bile getirebilirsiniz. Boş bir defter alınız ve her gün bir aile üyesinin yaptığı faydalı bir işi oraya yazınız. Bu iş, birisine kapıyı açma veya hasta bir arkadaşı ziyaret gibi basit şeyler de olabilir. Bu davranış şekli bir alışkanlık haline gelmesi ölçüsünde, çocukların bundan ne kadar zevk aldıklarını siz de göreceksiniz. Tabii burada yine anne ve babanın çocuklarına örnek olması ve söz konusu davranış şekillerini önceden sergilemesi gerekmektedir. 

Çocuklarınızın dürüst ve doğru olmasını istiyorsanız, ailenizde bunu sürekli konuşun veya gündem konusu haline getiriniz. Doğruluğun, çocuğun ahlaki eğitiminin önemli bir parçası olmasını sağlayınız ve bunun konu edildiği hikayeler okuyunuz. Zira güvenilir ve emin bir insan olma, herkes için bir hedef olmalı. 

Bütün bu hedeflere ise ancak çocuklarımıza bunları metoduna uygun olarak öğreterek, yani herhangi bir şekilde onların öğrenmesini sağlayarak ulaşabiliriz. 

Anne babalar, çocuklarına öğrenmenin önemi ve değerini aşağıdaki bir kaç önemli noktayla kazandırabilirler: 

– Bir akşam bütün aile fertlerinin birlikte ve sezsizce okuyacakları bir kitap okuma zamanı tespit ediniz. 

– Düzenli şekilde konuşma ve düşünme kabiliyetini geliştiren oyunlar oynayınız. 

– Çocuklarınızı gazete okumaya teşvik ediniz ve onlarla aktüel olaylar üzerine tartışınız. 

– Her akşam çocuklarınızla okulda neler öğrendikleri üzerine konuşunuz; bu konuların biraz daha derin şekilde ele alınmasıyla ilgili fikir jimnastiği yapınız. 

– Müze, kütüphane ve tarihi yerleri gezmek için düzenli şekilde aile gezisi ve tatiller planlayınız. 

– Ev ödevlerinin televizyondan daha önemli olduğu konusunda onları ikna etmeye çalışınız. 

– Çocuklarınızı çalıştığınız iş yerine veya onlara ilginç gelecek başka yerlere götürünüz. 

Peki çocuklarınızı, öğrenmenin yanında hislerini rahatlıkla ifade eden birisi olarak nasıl yetiştirebilirsiniz? 

Çocuğunuzun hissi kelime hazinesini genişleterek, onların hissi eğitimini en kolay ve verimli olarak geliştirebilirsiniz. Bunun için çocuğunuza bir "Hissi Kavramlar Sözlüğü" hazırlayınız. Bunu birlikte oluşturabilirsiniz. Ondan bildiği bütün hisleri dile getirmesini, daha sonra da alfabetik sıraya göre boş bir deftere yazmasını isteyiniz. Hisleri dile getiren kelimelerden bir liste hazırlamak için, dergi ve gazetelerdeki gerçek resimlerden istifade edilebilirsiniz. Çocuklar o resimlere bakarak neler hissettiklerini yazabilirler. 

Çocuklarımızda hissi zekanın gelişmesi için yukarıda kısaca belirtilen bazı noktaları uygulasak bile bu konuda önemli bir adım atmış oluruz.likleri ifade etmektedir. Bu terim, hisleri ifade etmek amacıyla ilk defa 1990 yılında Harvard Üniversitesi`nden Peter Salovey ve New Hampshire Üniversitesi`nden John Mayer isimli psikologlar tarafından kullanıldı. EQ için önemli olan özelliklerden bazıları: 


Yüksek hissi zekaya sahip insanlar, bulunduğu çevrede diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurabildikleri ve üstün karakterli oldukları için, mesleki hayatlarında daha başarılı oluyorlar. Hem eşi ve diğer aile fertleri, hem de kendisi ve diğer insanlarla barışık ve dengeli şekilde yaşayabiliyorlar. Böylece çevreleriyle iyi dostluklar kurabildikleri gibi, çevreleri tarafından da seviliyorlar. Muhtemel problemleri, ustaca anlaşarak bertaraf etmesini biliyorlar. Evet hissi zeka, insanın kendisi ve başkalarıyla olan ilişkilerini düzenlemede çok mühim bir yere sahip. 

Çocuklarda hissi zeka gelişimi 
EQ artık çocuk eğitiminde de önemli rol oynuyor. Birçok Batılı sosyal bilimci, günümüz çocuklarında görülen problemlerin, Batılı toplumların sosyal yapısında son 40 yıldır ortaya çıkan karmaşık değişimlerin sonucu olduğuna inanmaktadır. Yüksek boşanma oranı, tv ve diğer medya birimlerinin negatif tesiri, otoritenin kaynağı olarak okula duyulması gereken saygının eksikliği, anne–babanın çocuklarına ayırdığı zamanın gittikçe azalması ve gençlerde başgösteren ruhi bunalımlar bu cümleden sayılabilir. Yabancı ülkelerde doğup büyüyen Türk çocukları da bu gelişmeden nasibini almaktadır. Eğer, “bu sosyal değişimler kaçınılmaz bir sürecin sonucuydu” diyorsak, o zaman mutlaka şu soruya cevap bulmak gerekir: Çocuklar mutlu, sağlıklı ve başarılı birer fert olarak nasıl yetiştirilecek? 

Başta davranış bozuklukları olan çocuklar olmak üzere, çocuklarda hissi zekanın gelişmesiyle ilgili olarak, ABD`nin önde gelen eğitim uzmanlarından Russel Barkley bu konuda önemli noktalara dikkatimizi çekiyor. Problemli çocuklara sahip anne–babaların günde en az 20 dakika süren “özel bir zaman”ı çocuklarıyla birlikte geçirmeleri gerektiğini belirtiyor. özellikle öğretmen, kendi yaşıtları ve aile fertleri tarafından sürekli tenkit edilen ve aşağılanan çocuklar için bunun çok önemli olduğu vurgulanıyor. 

Dokuz yaşından küçükler için, anne babanın çocuğuyla birlikte oynayacağı belli bir zaman diliminin tespit edilmesi tavsiye ediliyor. Barkley`e göre bu özel zamanın genel prensiplerinden bazıları şöyle: 

1) Çocuğunuzu övün, ama zamanlamasını iyi ayarlayınız ve samimi olunuz. Abartılı övmelerden kaçının. 

2) Çocuğun yaptıklarına katılarak ilgi duyduğunuzu gösterin, gördükleriniz hakkında konuşun ve hangi türde olursa olsun onun hisleriyle ilgili bazı şeyleri dile getiriniz. 

3) Soru sormayın ve ona talimat vermeyiniz. Göreviniz kontrol etmek veya direktiflerle yönlendirmek değil, sadece gözlemek ve gördüklerinizi yansıtmak olmalıdır. 

Dört yaşından dokuz yaşına kadar olan çocuklar için haftanın bir çok gününde aynı süreyle belli bir oyun zamanı ayarlayınız. Mümkün olduğu kadar da buna uyunuz. Zira dokuz yaşından sonra çocuklarda belli bir oyun zamanı planlamak zor olabilir. 

Çocuklarda iç disiplin şuurunun gelişmesi ve tv 
Çocukların disiplinli yetişmesi de, hissi zekanın gelişmesinde önemli rol oynar. Peki bugünkü dünyanın şartlarında sosyal ve ahlaki bazı kuralları çocuklara nasıl kazandıracağız? Zira çocukları etkin ve sonuca götürücü şekilde disiplinize etmeden, onların hissi zekalarını yükseltecek bir metot geliştirmek gerçekten mümkün değil. Tabii, disiplini katı kuralcı ve baskıcı bir davranış şekli olarak algılamamak lazım. 

Çocuklarda iç disiplin şuurunu geliştirecek, onları disiplin altına alacak aşağıdaki bazı kuralları anne–babalar kolaylıkla uygulayabilirler. 

1– Net kural ve sınırlar koyunuz, onlara uyunuz. Bu kuralları yazılı olarak uygun bir yere de asabilirsiniz. 

2– Hoşa gitmeyen davranışlarda bulunduğunda, çocuğunuzu ikaz ediniz. Bu onda kendine hakim olma duygusunu geliştirecek önemli bir imkandır. 

3– İyi davranışları övgüyle pekiştirerek ve dikkatinizi kendi üzerine çekmek için yaptığı davranışlarını da görmemezlikten gelerek olumlu (pozitif) davranışı teşvik ediniz. 

4– Beklentilerinizle ilgili olarak çocuğunuzu bilgilendiriniz. Genellikle anne–babalar, çocuklarıyla belli değer ve kurallarlar üzerine konuşma, bu değerlerin niçin önemli olduğu konusunda yeterince zaman ayırmamaktadırlar. 

5– Ortaya çıkmadan önce problemleri engelleyiniz. Daha ilk baştan problemlerin ortaya çıkacağı şartların oluşmasına meydan vermemek gerekir. 

6– Açık şekilde konmuş olan bir kural çiğnendiğinde veya sınır aşıldığında, bilerek veya bilmeden olsun, mutlaka ölçülü bir reaksiyon gösteriniz. Söylediğiniz şeyi mutlaka yapınız. 

7– Eğer bir ceza verilecekse, bu suçun büyüklüğüne uygun ve ölçülü olması gerekir. 

Çocuklarımızın bazı davranışlarına sınır koyma veya disiplin altına almada yaşanan problemi, özellikle televizyon konusunu incelediğimizde açık şekilde görüyoruz. 

Çocuklar açısından zararlı olan televizyonun kendisi değil, onun karşısında geçirilen pasif zamandır. Diğer taraftan fazla tv seyretmenin hissi zekayı bir ölçüde körelttiği de söylenebilir. Ortalama olarak Amerikalı bir çocuk haftada 24 saatini tv karşısında geçiriyor. Bu ise haftada bir gün demek. 

ANTALYA Bioenerji
Buraya yazamadığımız daha birçok rahatsızlık konusunda telefonla karşılıklı diyalogla bilgi alabilirsiniz...

0 507 818 11 11

Bize Ulaşın

Bize sorularınızı sormaktan çekinmeyin!

Gönderildi! Mesajınız başarılı bir şekilde gönderilmiştir.
Hata oluştu! Mesaj gönderilme sırasında bir hata oluştu!

Adres Bilgileri

  • Adres: ADNAN MENDERES BLV. H.ALTINİŞ. İŞ MRK. KAT:3 NO:21. (markAntalya karşısı) ANTALYA
  • Telefon: +90 507 818 11 11
  • E-Posta: eldekisifa@gmail.com

Çalışma Saatleri

  • Pazartesi - Cuma - 9:00- 18:00
  • Cumartesi - 09:00-18:00
  • Pazar - 11:00-22:00

Eldeki Şifa Mehmet Hoca

Telefonlarımız yoğunluktan dolayı meşgul olabilir. Tekrar denemenizi yada form üzerinden bize ulaşmanızı rica ederiz.